25 Kasım 2016 Cuma

Uluslararası Bildirilerde Basın Özgürlüğü

                 
       
       
       Basın Özgürlüğünün geçmişten günümüze nasıl yansıdığını paylaşmak istedim. Basın Özgürlüğünden  bahsedebilmek  için öncelikle basının tanımını yapmak gerekir. Basın, Görüş ve düşüncelerin basın ve yayın yolu ile herkesin açıklayabilme ve yayabilme hakkını kapsamaktadır. Yani Basın Özgürlüğü sadece gazetecilerin sahip olduğu  bir imtiyaz değildir. Herkes sahip olduğu bir haktır. Bir bilgiyi paylaşma hakkı olduğu gibi bu bilgiye ulaşma hakkıda vardır. Ancak gazetecilerin bu bilgiye ulaşma hakkı aynı zamanda temel hak ve görevlerini kapsamaktadır. Btün demokratik Anayasalarda belirtildiği üzere,  düşünmek ve düşündüğünü ifade etmek, bireyin en doğal haklarındandır. Bu açıdan basında bireyin ifade etme yollarından sadece biridir.

           Ulusalararası sözleşmeler baktığımızda Basın Özgürlğü kavramına yer verilmemiş, ifade özgürlüğü ile birlikte ele alınmıştır. Düşünce özgürlüğüne ilişkin ilk  yazılı belge 1789 yılında Fransa İnsan Hakları Yurttaş Bidirgesinde " Düşünce, fikir ve kanaatleri başkalarına söyleyebilmek insanın en değerli haklarındandır." Bu bildirge üç yıl sonra Fransız Anayasa' sında yer almıştır. 1791 yılında Amerika'nın Anayasa'sında Kongre tarafından onaylanarak "Söz ve basın Özgürlüğüne karşı  Kongre yasa çıkaramaz "denilmiş, 1776 Virginia  İnsan Hakları Yasası,"Basın Özgürlüğü , özgürlüğün en güçlü kalelerinden biri olduğunu ve sadece despot hükümetler  tarafından engellenebileceğini " ilan etmiştir.

         2. Dünya savaşında milyonlarca insanın ölmesi ve sistematik olarak insan haklarının ihlali sonucunda barış çağrısı niteliğinde Birleşmiş Milletler Antlaşması  26 haziran 1945' de 51 ülkenin imzasıyla onaylanmıştır. 10 Aralık  1948 yılında Paris'te Birleşmiş milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile ifade özgürlüğü koruma altına alınmıştır.

          1949 yılında Avrupa Konseyi hükümetler arasında kurulmuştur. Amacı demokrasi ve hukukun üstünlüğünü korumak,1950 yılında Romada 10 devlet tarafından imzalanıp 1953 yılında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi imzalanmış, Türkiye 1954 yılında katılmış, 1987 yılında da Avrupa İnsan  Hakları Mahkemesine  bireysel başvuru yolunu açmıştır. 10. madde en temel maddesi olup diğer özgürlükleride koruma altına almıştır.

            " Herkes ifade özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kamu makamları tarafından müdehale olmaksızın  ve ulusal sınırlar dikkate alınmaksızın, görüşlere sahip olma ve bilgi ve düşünceleri edinme ve bunları yayma özgürlüğünü içerecektir. Bu madde, devletlerin, radyo, televizyon  ya da  sinema işletmeciğinin izne/ ruhsata bağlanması isteminde bulunmaları engellenmeyecektir."
                     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder